VAR MISIN?

Var mısın? Kendini keşfetmeye, zorluklarla başa çıkmaya var mısın?

Sayın Doğan Cüceloğlu, ani vefatından daha birkaç saat önce bizlerle kitabının tanıtımını paylaşıyor, yapacağı canlı yayınları haber veriyordu. Kendi adıma O’nu dinlerken, izlerken, okurken zaman, hem çok keyifli hem de çok öğretici geçiyordu. Aslında hala geçiyor. Hala O’na ulaşılabiliyor. Öyle güzel eserler, videolar, söyleşiler bıraktı ki toplumda yaşamaya devam etmek budur diyorsun.

Son kitabı “Var mısın?” kendini sorgulayan, keşfeden her yaştan insanın kitaplığında olması gereken bir rehber niteliğindedir. Toplam on dört bölümden oluşmaktadır. Hayatın anlamını sorgulamaktan başlayıp insanın kendini nasıl geliştireceğine, umutsuzlukları nasıl aşacağımızdan kim olduğumuza, çevremizin bize etkilerinden iş ve eş seçimine daha birçok başlığı ele almıştır. Sayın Deniz Bayramoğlu ile yaptıkları sohbetler içten ve sürükleyicidir.

“Var mısın?” Kitabının İçeriği

Kitabında “Bana göre hayatın anlamı ‘keşif’tir.” diyor ve keşfedeceğimizin şeyin de kendi özümüz olduğunu belirtiyor. “İnsan hayatının anlamını refahta, sosyal kimlikte bulamaz. Ancak içindeki niyetin saflığında bulabilir” diye ekliyor. Niyetin saflığı ise niyetinin kaynağını olduğu gibi kabul edip onu dürüstlükle yaşamaktır diye açıklıyor.

Çevremizin bize etkilerine değinmeye başladığında ise öncelikle insan insana bağ ve ilişki kurmanın önemini anlatıyor. “Yaşam merak edeni, iletişim kurup ilişki geliştireni, iş birliği yapıp üreteni ödüllendirir.” diye ekliyor.

Sonra ilişkiler konusu geliyor ve:                                                                          “Diğer insanlarla ilişki içerisinde olmak hem ihtiyaç hem de zorunluluktur. İlişki eksikliği ya da aksaklığı birçok psikolojik soruna, gelişim bozukluğuna yol açar.” “Sevginin kutsal bir anlamı vardır ve kişi karşısındakini niye sevdiği konusunda niyetinin saflığını keşfetmek zorundadır. Sana istediklerini verdiği için mi seviyorsun? İstediklerin değişecektir. Peki iyi bir yoldaş olduğu için mi seviyorsun? İşte bu devam edecektir.” Çok iyi söz, değil mi?

Gençlere…

Gençlere de güzel anlatımları var. Örneğin:                                                        “Şimdiki rahatından fedakarlık yapamayan anlamlı, coşkulu ve güçlü bir gelecek için uğraş veremez.”                                                                                           “Kıyaslamayı başkalarıyla değil, kendisiyle yapan sürekli gelişir.”                        “Bir anne baba çocuğunu diğer çocuklarla kıyaslamaya başladığı anda mayınla döşenmiş bir yola girmiş demektir; bu tür bir mayının ne zaman patlayacağını bilemezsiniz. Kaygı doğal ama kaygının esiri olmak doğal değil. Aklı başında, vicdanı olan her anne babanın bunun farkında olmasını isterim.”

Peki ya nasıl biz oluruz?                                                                                           “Kültür robotu (kültürün algılama dinamiklerine farkında olmadan uyum ve davranış biçimi) olmayan, karakter sahibi, kendi öz değerleriyle hayatına yön veren bireylerin sayısı arttıkça toplumsal gelişimin ivmesi artar.” Yine çok anlamlı bir ifade beni alıp götürüyor.                                                                           “Konfor alanı içinde kalınca hayat rahat, dışarı çıktığın zaman belirsizlik başlayacak ve bu tehlikeli… Cesaret ister. Ama için biliyor ki heyecan da orada. İşte bu heyecan önemli, aksi halde bir ölüden farksızsın.” Daha önceki birkaç yazımda (Duygusal Zeka) konfor alanımızdan çıkmanın üreticiliğimizi arttırdığından söz etmiştim.

“Var mısın?” kitabının sonlarına doğru nasıl okumamız, gezmemiz, dinlememiz, seyretmemiz hakkında güzel fikirler ve öneriler sunuyor. Herkese mutlaka en az bir yabancı dili iyi öğrenmeleri gerektiğini belirtiyor.

Sonuçta Var mısın?

Evet, öğrenmenin, kendini geliştirmenin sonu yok. Hayat sürekli bir akışta ver her şey değişiyor ve gelişiyor. Öyleyse zorluklarla başa çıkmaya, içindeki gücü keşfetmeye var mısın?

Sevgiyle ve kitapla kalın…