Tükenmişlik sendromu, Maslach’ın tanımına göre, iş hayatında yaşayabileceğimiz aşırı stresle baş edemediğimiz durumlarda, duygusal olarak yıpranma, yorulma ve bıkkınlık anlamına gelmektedir. Bir hastalık değil, bir sendromdur. Aniden oluşmayan, zaman içinde gelişen bir sendromdur. Öyle bir durum ki sadece sizi değil çevrenizdeki kişileri de etkiler. Tükenmişlik sendromu, insanla birebir ilişkide olan tüm iş kollarında çalışan birinde, herhangi bir anda görülebilir.
Tükenmeme Az Kalmıştı ki…
Evet tükenmeme az kalmıştı ki. İlk defa Meryem Uzerli ile duyduğum Tükenmişlik Sendromu adlı kavram, beni de neredeyse yakalıyormuş. Farkında bile değilmişim. Hatta farkında olmadan kendimce bireysel anlamda baş etmişim. Bu hafta aldığım online eğitimle bunu daha iyi anlamıştım.
Etrafımızda olaylar bazen hızla gelişir ve her zaman da kontrolü elimizde değildir. İş hayatınızda birden beliren birkaç kişi size mesleğinizde zor ve üzücü günler yaşatabilir. İyi bir şey yapmak istersiniz engellenirsiniz, bir öneri, bir bakış açısı sunarsınız o kişi sizi dinlemez, hatta iftiraya uğrarsınız. Aralarında kurnaz olanları vardır. Onlar da dolaylı yoldan sizi ateşin ortasına atarlar. Ve bir bakmışsınız uyuyamıyorsunuz, midenizde müthiş ağrılar var, koşarak gittiğiniz işinize gitmek istemiyorsunuz, endişe seviyeniz artıyor, tahammülsüz ve umutsuzsunuz. Bunlar gibi bir sürü belirtiler başlar. Tükenmenize az kalır. Hatta stresinizle baş edemezseniz ilerler ve artık sizde Tükenmişlik Sendromu oluşur.
Tükenmişlik Sendromu mu?Kendinizi En İyi Siz Bilirsiniz
İşte o an bir fırtına kopar misali, birden kendinize sorular sormaya başlarsınız. Ben iş yerimde artık eskisi kadar gülmüyorum. Neden bu hale geldim? Ben bu durumdan nasıl kurtulabilirim?
Gerçek şu ki kimse değişmez ve kimseye hiçbir şey ispat edemezsiniz. Yaşanan haksızlıkları ancak yakın çevreniz anlar. Bunu size yapanlar, zaten hayata sizin baktığınız gibi bakmazlar. En güzeli kendinizi en iyi siz bilirsiniz. Bu yüzden çözüm yine kendinizde.
Sorunun varlığını fark ettikten sonra, kendinizi iyi tanıdığınız için ne istediğinizi sorgulamalısınız. Nerede olmak istediğinizi düşünmelisiniz. Hani var ya ünlü bir söz: Değiştiremeyeceklerini kabul et. Aynen kabul etmelisiniz. Daha sonra kendinize zaman ayırmalısınız. Örneğin; spor yapın, meditasyon yapın, doğru nefes alın, kitap okuyun, beslenmenize dikkat edin, yürüyün, günlük yazın, hobiniz olsun, doğada bulunun, dinlenin, dans edin vb… Size hangisi iyi geliyorsa onu yapın. Kendinize yardım edin.
Ben de geçen yıl, yıllardır oynadığım halk oyunlarıma kısa bir dönüş yaparak müthiş bir gece yaşadım. Bu yıl ise popüler müzik korosuna katıldım. Çok keyif aldım. Derken Coronavirüs tüm dünyanın akışını değiştirdi. Evlerdeydik. Hayatımda ilk defa bitki yetiştirmeye karar verdim. Güzel bir balkon bahçesi oluşturmaya çalışıyorum. Olumlu düşünmeyi tekrar hayatıma çektim. Kendimi blog yazarlığı hakkında bilgi araştırırken buldum. Derken bu konuyla ilgili eğitimlerde. Ve burdayım. Çok mutluyum. Yazmak, anlatmak ve paylaşmak bana çok ama çok iyi geldi. Aslında farkında olmadan tükenmişlik sendromuyla ilerlemeden baş etmişim.
Herkes hayatının bir döneminde, aşırı stresli durumlar ve buna bağlı olarak tükenmişlik sendromu yaşayabilir. Kendinizi bırakmadan baş edebileceğinizi, tüm gücün sizde olduğunu unutmayın. Bilin ki hayatınızda ne kadar tahmin etmediğiniz gelişmeler olsa da yine onu yönlendirmek sizin elinizde. Çözüm sizde. Tükenmediğimiz nice güzel günlerimiz olsun. Sevgiyle kalın.