Evde 58.günümüz. Geçen akşam kızım yanımıza geldi, hep beraber bir oyun oynayacağız, dedi. Neymiş bu oyun? Herkes kendi hakkında 20 soru hazırlayacak ve birbirimize soracağız.
Nasıl olacak?
Örneğin en beğendiğim renk? En sevdiğim yemek? Hangi üniversiteden mezun oldum? …
Aslında, kendinle ilgili 20 soru çıkarmak hiç de kolay değilmiş. O soruları çıkarmak zamanınızı alıyor. Ne sorsam? Bu olmadı, tamam bu iyi 🙂 derken herkes sorularını tamamladı. Eşim, kızım, oğlum ve ben hazırdık.
Başladık sırayla sorularımızı sormaya. Cevaplar geldikçe, sorular devam ettikçe keyiflenmeye başladık. Bazı sorular o kadar kolay gelirken, bazıları hakkında hiçbir fikrimiz olmayabiliyordu. Ve gülmekten kırılıyorduk.
Sonra çocuklar demesin mi yarın 20 soru daha hazırlayıp soralım. Tamam dedik ve (dün) akşam için sözleştik. Gün içinde tekrar sorularımızı hazırladık. ( Laf aramızda bu ikinci 20 soru, beni çok zorladı. )
Herkes bir önceki akşamın memnuniyeti ile hazırdı ve sorularımızı sormaya başladık. Yine kahkahalar birbirini kovalarken acayip güzel anlar yaşadık.
Neydi bu kadar keyifli olan? Her şeyden önce birbirimizle vakit geçirmekti. Olumlu düşünmek deriz ya hep anda kalın da, işte anın keyfini çıkarıyorduk, dördümüz de o anın içindeydik. Başka ne olabilir derseniz, bence birbirimiz hakkında bilmediğimiz şeyleri öğrenmek de keyifliydi.
Aaaa bu muymuş??? :)) Yaaa nereden bilelim? :))) Anneyim ben bilirim. :)))
Kaç günden sonra alışkanlık başlıyordu acaba? 21 gün müydü? :)))