Anı Yaşamak ve Live is Life

Anı yaşamak, bugünlerde ne kadar çok duyuyoruz. Duyuyoruz da bu sözcükleri doğru anlıyor muyuz? Anı yaşamak, ne istiyorsak onu yapmak, aklına estiği gibi davranmak, çılgınca hareket etmek mi? Elbette değil, anı yaşamak, o anın farkında olmaktır.

Live is Life Bize Ne Anlatıyor?

İlk dinlediğim yabancı şarkıydı “Live is Life”. Benim için özeldir. Çocukluğum, genç olma hevesim. Bağıra bağıra söylediğim. Bu konuda yazmak bu dinlediğim ilk yabancı şarkıdan aklıma geldi. Sözleri enerji veriyor, hayat yaşamaktır diyor. Bir saatin her dakikasını kalanını düşünmekle geçirme ki gücünü toplayabilesin ve en iyisini yapabilirsin diyor. Bu şarkının sadece konser kaydı var. Binlerce insanla aynı şarkıyı söylemek, o andaki duyguları paylaşmak, o anın bir parçası olmak. Evet, o anı canlı yaşa, her saniyeyi canlı yaşa ki hafızanda yer etsin. “Live is Life”, yaşamın tam içinde olmaktır.

Anı Yaşamak ile İlgili Kısa Hikayeler

Bir Zen ustasına öğrencileri sormuş. Nasıl sizin gibi böyle hep mutlu ve memnun oluruz? Usta, cevap vermiş. Ben oturduğumda oturuyorum, yattığımda yatıyorum, yemek yediğimde yiyorum, yürüdüğümde yürüyorum…. Şaşıran öğrenciler kendileri de aynı şeyi yaptıklarını ama mutsuz olduklarını söylemişler. Usta da onlara cevap olarak. Tabi ki siz de yatıyor, yürüyor ve yemek yiyorsunuz . Ama yatarken, kalkmayı düşünüyorsunuz, kalktığınızda gitmeyi, yürürken de ne yiyeceğinizi düşünüyorsunuz.

Biz de böyle yapmıyor muyuz? Anı yaşamak, geçmişle geleceğin kesişmesidir.

Mike Lipkin (motivasyon konuşmacısı) Nelson Mandela’ya bir gün şöyle bir soru sormuş. Yıllarca acı çekmek nasıl bir şeydi? Mandela da cevap vermiş. Ben acı çekmedim. Günü yaşamanın önemini ve yarını çok düşünmemek gerektiğini öğrendim” demiş. Yani live is life….

Ve Sonuç…

Araştırmalar, insanın aklından günde 80 000 civarında düşünce geçtiğini gösteriyormuş. Bu düşüncelerin çoğu geçmiş, kalanı da gelecekle ilgiliymiş. Peki o zaman, anda nasıl kalacağız? Henüz tam becerebilmiş değilim. Araştırıyor ve deniyorum. Edindiğim bilgilerimden öğrendiğim önce çevrenin farkında olacaksın. Mutfaktasın diyelim, eşyalarını, yemek kokularını, o an radyoda çalan şarkıyı… Daha sonra fiziksel varlığını, aldığın nefesinin bilincinde olacaksın. Ama biz ne yapıyoruz; yemek yaparken sonra yapacağımız işi, işten eve gelirken yolda akşam yapılacakları… 🙂 Bitti mi? Tabi bitmedi, duygularınıza bakın ve onları kabul edin. Duygularınızın farkında olun. Her gün anı yaşadığımız fırsatlarımız olması dileğiyle, sevgiyle kalın…