UMUT DÜNYASI BU DÜNYA…

Umut dünyası bu dünya, herkes kendi dünyasında, herkes kendi hülyasında…

Beyhan Budak’ın dün bir sosyal ağda gerçekleştirdiği “Kaygını Fark Et, Sonra Yönet” konulu canlı yayında anlatımlarını dinlerken, birden Kayahan’ın “Neden Olmasın” şarkısı dilime takıldı. Saatler geçti ama hala şarkı zihnimde çalmaya devam ediyor. Umut dünyası bu dünya, başlarken yeni güne bir umut, bir umut içimizde…

İzlediğim canlı yayına dönersek; yayına destek olan Gen ilaç firması yetkilisinin anlattığına göre, Gallup, yaptığı bir araştırmada kişilere şu soruları sormuş:

En çok hangi duygunuzu güçlendirmek istiyorsunuz? Ve hangisi güçlenirse kendinizi daha iyi hissedeceksiniz? Araştırma sonucu olarak; en çok güven, umut, şefkat ve kararlılık duygularını güçlendirmek istedikleri belirlenmiş. Yetkili, aynı çalışmayı kendi firmalarına uyguladıklarında yüzde 41 oranında umut’un, güçlendirilmesine en çok ihtiyaç duyulan duygu olarak çıktığını tespit etmişler. Neden en çok umut, yaşam sevinci? Umut dünyası bu dünya…

Sözü alan Beyhan Budak, umudu olan, yarına devam etmek için amaçları ve hedefleri olan insanların, kendilerini daha iyi hissettiklerini ifade etmiştir. Bu salgın döneminde, artan kaygıyla var olan umutlarımızın ve güvenimizin sarsıldığını, umudumuzun zamanla azaldığını, belirsizliklerin arttığını belirtmiştir. Sorunlu olan alana sürekli odaklanmanın da bizim depolarımızı boşaltarak psikolojik bağışıklığımızı azalttığını söylemiştir.

Evet izlediğim yayında da belirtildiği üzere hayatta sürekli aynı duygular olmayacaktır, bazen bizi aşağı çeken bazen de yükselten duygular olacaktır. Hayatta her şeyi kontrol edemeyiz, örneğin salgın gibi. Ama kendimizi, duygularımızı nasıl kontrol edebileceğimizi yönetebiliriz. Her ne yaşanıyorsa biz kendi duygularımızı fark edeceğiz, paylaşacağız, kendi düzenimizde yaşamak için o gücü yaratacağız. Kendi doğal akışımıza yoğunlaşarak psikolojik bağışıklığımızı güçlendireceğiz. Yani hayat neşesi depolarımızı dolduracağız. Bunları yapabiliriz, bizim bunları fark edip istememiz yeterli olacaktır.

Umut Dünyası ve Yaşamak

Hayat neşesi deyince aklıma anneannem geliyor. Benim için çok özel bir insandı. Küçüklüğümden beri onun yanında kendimi hep iyi hissetmişimdir. Çok paylaşımımız oldu. Hayatının belirli dönemlerine tanıklık ettim. Maddi ve manevi o kadar çok sıkıntı yaşadı ki… Genç yaşta eşini kaybedip dört çocuğunu büyütmek, onları okutup evlendirmek, daha sonra yaşadığı, zorlayan hayat sınavları… Ama ne zaman yanında olsam o yüzü, hep gülerdi, hayat enerjisi dolu olmak, onunla eş anlamlıydı. Sıkıntıda olan yavrularına koşup dertlerine derman olmaktan tutun da hasta bir komşusunun ihtiyacına koşmaya kadar çok yardımsever ve fedakar bir insandı. Yaşam sevinci doluydu.

Umutlu ve yaşam sevinci dolu olmak; sabah uyandığınızda içimizde yeni umutlar yeşermesi, gönlümüzce yaşamak (şartlar zorladığında bile), duygularımızı kabul etmek, kendimizi kabul etmek, yaşananları kabul etmek… Salgın bir süre daha devam edecek, belki önlemler şu sıralar daha da artacak, ama biz elimizden geleni yapacağız, kendimizi ve sevdiklerimizi koruyacağız, bir süre daha görüşemeyeceğiz, maske, mesafe, hijyen… Umut dünyası bu dünya…

Sizlerin de bugünlerde dileğinizin benimkiyle aynı olduğunu düşünüyorum. Hatta tüm dünyadaki insanlarla… Sağlıkla bu salgını atlatalım. Artık kimseye bir şey olmasın. Salgın bitsin.

Ve başlarken yeni güne, yeni haftaya bir umut içimizde, çoktan yıkılırdık biz çoktan umut olmasa, ha bugün ha yarın oldu olacak, neden olmasın?

Şarkıyı da eklememek olmaz tabi. Hadi dinleyelim o zaman… 🙂