NARDUGAN NEDİR?

Türklerin eski zamanlarından günümüze gelen Nardugan (Gün doğumu-Yeniden doğuş) Bayramı, 21 Aralık’ta kutlanır. O zamanlarda,  21 Aralık’tan sonra günlerin uzamaya başlamasıyla yeni bir yıla girildiğine inanılırmış. Türklerin eski inanışlarına göre, gece ve gündüz kendi aralarında sürekli savaşırlarmış. 21 Aralık’ta en uzun gece olur ve daha sonra günler uzamaya başlarmış. 22 Aralık’ta gün, galip gelirmiş.

Türk motif ve kilimlerinde yer alan çam ağacı(akçam) süslemelerinin adına da Hayat Ağacı denilirmiş. Sümerolog Prof.Dr. Muazzez İlmiye Çığ, çam ağacı süslemelerinin yüzlerce yıl önce Türk geleneklerinden biri olduğunu birçok kez vurgulamıştır. Akçam ağacı yalnız Orta Asya’da yetişiyormuş. Araplar bu ağacı bilmezlermiş, bu yüzden olayın, Türklerden Hıristiyanlara geçtiği, bunu da Hunların Avrupa’ya gelişlerinden sonra onlardan görerek aldıkları söyleniyor. 325 yılında İznik’te toplanan konsülde İmparator Konstantin, bu bayramı 25 Aralık’a İsa’nın doğumu olarak alıp “Noel Bayramı” olarak kabul edilmesini sağlamış. Çam süslemek de ilk olarak 1605 yılında Almanya’da görülmüş. Aslında bu bayramın, yılbaşı geleneğinin İsa’nın doğumu ile hiçbir ilgisi yok.

Nardugan ve Çam Ağacı

Muazzez İlmiye Çığ açıklamasında, gündüzün geceyi yendiği 21 Aralık’taki bayram olan Nardugan Orta Asya Türklerinindir, demektedir. Türkler, Kutsal akçam ağacının dallarına dileklerini ve yeni yıldan beklentilerini yazarlar, ağaç altlarına dilekleri, duaları kabul olsun diye hediye bırakırlarmış. Bu dilekler mutlaka gerçekleşirmiş. Bu bayram için evler temizlenir, güzel giysiler giyilir, ağaç etrafında şarkılar söyleyip oyunlar oynanırmış. Yaşlılar, büyükler ziyaret edilir, aileler, arkadaşlar bir araya gelerek hep birlikte yemek yerlermiş. Bayram, aile ve dostlar buluşmasıyla kutlanırsa, ömrün uzayacağına ve uğur geleceğine inanırlarmış.

Gerçekten çok ilginç. Yeni yılı, günün uzadığı bugünün bayramını Türklerden almışlar. Batıya Türklerin kültürlerinden daha neler geçtiği yapılan yeni çalışmalarla ortaya çıkacaktır. Belki yazının ve dillerin atasının da Türkler olduğu anlaşılacaktır, kim bilir?

Bu bilgiler, Sümerolog, tarih araştırmacısı, büyük Atatürkçü, sayın Muazzez İlmiye Çığ’a ait. Hayatını merak ediyorsanız, kitap önerilerimden bakabilirsiniz. Kitabın adı Muazzam Muazzez. 106 yaşında hala araştırmalarını devam eden hocamızı sevgi ve saygıyla selamlıyorum. O zaman Nardugan Bayramımız kutlu olsun. Yeni yılda, önce sağlık diyor ve pandeminin tamamen bitmesini diliyorum. Sevgiyle kalın.

0 Paylaşımlar

Bir yorum ekleyin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir