DÜŞÜNCELER DENİZİNDE YALNIZ KALABİLMEK

Yalnız kalabilmek nedir şimdi, diye içinden geçirenler olmuştur. Kahramanımız Sena anlatacak, sabırsızlanmayın. Önce Sena’yı tanıyalım.

Sena yı yazarken

Sena, orta yaşlarında, sakin yapısı olan, güler yüzlü bir insandı. Küçük bir kasabada, ailesinden kalan sevimli bir pansiyon işletiyordu. Pansiyon deniz kenarında, kasabanın merkezine yakın bir yerdeydi. Eşi bankacıydı. Eşi, Sena’nın en büyük desteği ve yardımcısıydı. İki çocukları vardı. İkisi de üniversitede okuyorlardı.

Sena, bir sabah pansiyonlarının kafesinde oturmuş çayını içerken, bir yandan da etrafı seyrediyordu. Kendisiyle yalnız kalabildiği anlardandı. Ortalık sakindi. Deniz pırıl pırıl, gökyüzü masmavi, hava sıcaklığı o saatler için süperdi.  Dalgaların sesi ruhunu dinlendiriyordu. Bu güzel ortam içinde düşüncelere daldı, kafasından bir sürü şey geçmeye başladı. Şimdi Sena’nın düşünce balonuna girelim bakalım aklında neler geçirmiş?

Sena, Neler Düşünüyor?

Kendimi bildiğimden beri, yalnız kalabilmek ile ilgili hiç sıkıntım olmadı. Annemle babam, akşamları misafirliğe gittiklerinde, ev bana kalıyor diye ne kadar çok sevinirdim. Kendimi hep oyalayacak bir şeyler bulurdum. Sevdiğim şiirleri ve şarkı sözlerini yazdığım bir defterim vardı. Saatlerce onunla vakit geçirirdim. Aaa, evet, bir de dans ederdim, yorulana kadar. O anlar, kendimle yalnız kalabildiğim anlar bana hep iyi gelmiştir. Ansiklopedileri de unutmayayım. Bayılırdım, özellikle Bilim Dünyası adlı ansiklopedinin ciltlerini karıştırmaya, resimlerine bakmaya, okumaya.

Kendi içimde, kendimle olduğum, yalnız kalabildiğim bir dünyamın hep var olduğunu hatırladım. Aslında beni ben yapan o yalnız kalabildiğim anlardı. Bence, düşünmek ve yaratıcı olmak için yalnız kalabilmeye ihtiyacımız var. Yalnız kalabilmeyi başarırsan iyi düşünceler kendini göstermeye başlıyor.

Peki, Yalnız Kalabilmek, Biz Başarabiliyor muyuz?

Çayını içerken

Uzakta balık tutan insanlara gözüm takıldı. Her nedense bizim insanlarımızın ne kadar çok şeyi beraber yapma huyları var. Mesela, sinemaya yalnız gidebilen çok çok az kişi vardır. Bunun gibi birçok örnek bulunabilir. Sanırım biraz garanticiyiz. Rahatımız önemli. Yalnız olmayarak güvenli olduğumuzu hissetmek istiyoruz. Ama işte, bu konfor alanından çıkamamak, yaratıcılığı köreltiyor, yeni şeyler üretemiyoruz, yeteneklerimiz azalıyor. Kısaca, şöyle güzelce düşünemiyoruz.

Çevremdekilere yalnız kalabilmeyi başarmalarını önermeliyim. Yalnız kalabilmek çok önemli, çünkü ülkemizde yalnız kalabilen kişiler, diğer kişilere göre daha avantajlıdırlar.

Tek Başına Düşünebilmek

Evlilik de bile öyle değil mi? Eşler birbirlerine, sevdikleri hobilerle uğraşmaları için alan açmazlar diyelim. Açmayınca zamanla ne olur? Tıkanırsın. Eşler birbirlerine gelişimleri için fırsat tanımalıdır. Hatta evinizde bile kendinizle yalnız kalabileceğiniz bir alanınız olmalı değil mi ama? Her şey de beraber yapılması gerekmez ki.

Bu tüm sevdiklerimiz için geçerli aslında. Sadece eş değil, ister çocuğun, ister annen, baban, kardeşin, ister arkadaşın olsun birbirimize duygusal baskı yapmadan özel alanlarımıza ve zamanlarımıza saygı duymalıyız.

Düşünceler aldı götürdü beni. Esas konu neydi ya? Tamam bildim, yalnız kalabilmek. Hatta yalnız kalabilip düşünmeyi de bilebilmek. Kafamızın içini aydınlatacağımız anları arayabilmek. Ben bunu yapabildiğim, o anları bulabildiğim için çok şanslıyım.

Sonuç

Sena, ne kadar zaman geçtiğini fark etmemişti. Ama yüzünden kendini iyi hissettiği belliydi. Yalnız kalabilmek ile ilgili ne güzel şeyler düşünmüştü. Onun bu iç sesine tanıklık yapmak iyi geldi. Umarım size de iyi gelir. Aman sakın, yalnız kalabildiğiniz anlarda telefonunuza bakar veya açarsanız geriye düşünce falan kalmaz, unutmayın.

Yalnız kalabilin, güzel düşüncelerle kalın, sevgiyle kalın…

0 Paylaşımlar

Bir yorum ekleyin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir