Artık kabullen diyorlar, kabulleniyorum gibi geliyor ama herhalde tam değil… Peki nasıl olacak bu kabullenmek? Nedir bu kabullenmek olayı?
Biraz araştırdım. Anladığım; oluşan durumları olumlu-olumsuz kabullenmek, bu durumların oluşmasında gücümüzün yetmeyeceği şartlar oluşabileceğini ve her şeyin istediğimiz gibi olmayacağını kavramak. Kabullenmek, oluşan o durumu onayladığımız veya aynı fikirde olduğumuz anlamına da gelmiyormuş, sadece durumu olduğu gibi kabullenmekmiş…
ARTIK KABULLEN DE NELERİ KABULLENELİM?
Gelelim bizi bu dönemde zorlayan yaşantılarımıza… Salgın ardından deprem, salgın devam ederken oluşan küçük depremler. Kaygılarımın tetiklendiği, belirsizliklerin arttığı, yaşanan olaylara, yıkılan evlere, kayıplarımıza üzüldüğümüz bu dönemde kendimi, sevdiklerimi nasıl koruyacağımı düşünürken buluyorum. Artık kabullen değil mi? Salgın gerçeğini kabullen, bu şu an tüm dünyada var, her geçen gün hızla yayılıyor. Evet, yapabileceklerim neler peki? Sosyal mesafe, maske, hijyen… Elimizden geleni yapıyoruz, herkes elinden geleni yapıyor mu? Sonra deprem gerçeğini artık kabullen… Yaşadığın şehir birinci derece deprem bölgesi. Yapabileceklerimi biliyorum, deprem anında yapılacakları da. Yine bu konuda da elimizden geleni yapıyoruz. Bilemiyoruz ki birkaç saniye sonra neler olacağını? Bu yaşantımızı zorlayan durumlar bir tarafta gerçekleşirken bir taraftan da ailemle birlikte güvenli, sakin ve mümkünse uzak bir yerde yaşadığımı hayal ediyorum. Bu da bir tür rahatlama yöntemi kimbilir?
Başka neleri kabulleniyim? Yaşadığın ülkenin durumunu, insanlarını artık kabullen. Sen yapabileceğinin en iyisini yapmak için çalış ve geri kalan senin elinde değil… Herkes senin gibi düşünmüyor, senin ile aynı pencereden bakmıyor. Ama olabilecekleri görüyorsun. Hatta oluyor da ama ne yapacaksın, kabulleneceksin…
Okuduğum bir yazıda, gerçekleri kabullenmek, seçenekleri görmemizi ve onları değerlendirmemizi ve daha çabuk çözüme ulaşmamızı sağlar diyor. Kabullenmek, ayrıca ruh ve beden sağlığı için önemlidir ve bizim hayata olumlu bakmamıza neden olur yazıyor.
ARTIK KABULLEN KENDİNİ DE…
Her şeyi kabullenmek bir yana en güzeli insanın kendini kabullenmesidir. Hataları ile yüzleşerek onları kabul etmekle başlar. Aynı hatayı sürekli yapanlar ise sadece kendinden uzaklaştırır.
Kendini kabullenmek; fiziksel özelliklerini, duygusal tepkilerini, kişiliğini, duruşunu kısaca kendini bilmendir.
“İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir.” der Yunus Emre.
Kafana takmadığın, yakınmadığın zamanlar her şey çok güzel. Hayat gibi esnek olabilmek gerek. En iyisi; çözümü olmayan konularda tartışmayacaksın.
Bazı insanlar da inkar etmeyi ve kurban bilincinde olmayı tercih ederler. Hep bir hikaye yazarlar, yaşadıklarından ötürü başka kişileri ve nesneleri suçlarlar. Maalesef bu bizim yetiştirilmemizle ilgili. Büyüklerimiz, ayağımızı masaya çarpsak, dönüp masaya vurup ah çocuğumun ayağını acıttın, al sana gibi yanlışlar yapmadılar mı? İşte bunun gibi nedenlerden kimse kendinin farkında değil. Çünkü bu öğretilmiyor. Aslında gücümüz kendimizi bilmekten gelir, başkalarıyla kendimizi karşılaştırmaktan değil. Kendimizin farkında olmak, neyi yapıp neyi yapamayacağımızı bilmektir.
Nerelerden nerelere geldik sevgili okuyucularım. Artık kabullen, kabullenelim değil mi? Dünyayı, insanları, doğal afetler, salgınlar gerçeğini. Size, düşüncelerine ve anlatımlarına çok değer verdiğim Klinik Psikolog Beyhan Budak’ın, konu ile ilgili videosunu bırakıyorum. İzlemenizi öneririm. Sevgiyle kalın, kabullenin…
Hakkında yorum “ARTIK KABULLEN”
Ne güzel anlatıyorsun. Sanki benim hayatımı özetledin. Ben de yoruldum. Artık kabullendim. Herşey olacağına varır diyorum. Sağlık konusunda tedbir alıyorum.hocam ne güzel konulara deyindin. Herşey gönlünce olsun.. Yeni yeni bilgiler öğreniyorum. Teşekkür ederim. İyi akşamlar dilerim ?❤️❤️