LEYLA-3 YENİ BİR ADIM

Leyla, oturduğu divanında pencereden dışarıya bakarken hayatında yeni bir adım atmak üzere olduğunun farkındaydı. Eşinden hiçbir geliri olmayacağını öğrendiğinde yıkılmıştı. Peki nasıl geçineceklerdi, ne yapacaklardı? Bu arada çocukları, avluda sohbet ediyorlardı. Onlara seslenip yanına çağırdı. Bir an önce konuşup bir karar almaları gerekiyordu.

Büyük oğlunun, doğu bölgemizde yer alan bir ilimize, tayini çıkmıştı. Ailesine destek olsa da yetmiyordu elbette. Kafasından birçok şey geçen Leyla, konuya nasıl gireceğini bir türlü bilemiyordu. Kızı, farkındaydı. Hemen söze atılıp onlara okula devam etmeyeceğini söyledi. Leyla çok duygulandı, çünkü, bu, hiç istemediği bir şeydi. Ama seçeneği yoktu. Ortanca çocuğu, yani küçük oğlu da bir iş bulup çalışacağını söyledi. Enine boyuna her şeyi konuştular. Konuşmalarının sonunda, iş imkanlarından dolayı büyük şehre taşınmaya karar verdiler.

Yavaş yavaş evi toparlamaya başladılar. Kızı durgundu, seviyordu doğduğu bu yerleri. Ayrılmak zor geliyordu. Gidecekleri o kocaman şehirde, onları nelerin beklediğini bilemiyordu.

Yeni Bir Adım

Sonunda yola çıkma vakti geldi. Komşularıyla tek tek vedalaştılar. Elbet birbirimizi arayıp soracağız, gidip geleceğiz diyorlardı. Düşünceli düşünceli yola koyuldular.

Yeni Bir Adım ve Yeni Bir Hayat

Ve işte hayatlarındaki yeni bir adım gerçekleşiyordu. Büyük şehre geldiklerinde, tanıdıkları sayesinde, küçük bir semtte kiralık bir ev buldular. İki küçük odası, mutfağı ve arka tarafta bahçesi vardı. Leyla burada tavuklarını besleyip çiçeklerini de yetiştirebileceğine çok sevinmişti. Taşınma sırasında tez canlılığı ile divanı kaldırmaya kalkan Leyla, çok kötü belini incitti. Bir süre yatmak zorunda kaldı. Doktor, bundan sonra çok dikkat etmesi gerektiğini belirtti. Ama o hiç durur mu?

Yerleştikten bir süre sonra büyük oğlu, tayininin çıktığı şehre gitti. Küçük oğlu, bir giyim dükkanında tezgahtar olarak çalışmaya başladı. Kızını ise, bir terzinin yanında işe başlattı. Kendi de evde el işi, nakış gibi işler yapıp satıyordu. Kendilerince hayatlarını bir düzene koymuşlardı.

Dikiş-Nakış

Ya Çocuklar…

Oğullarının özellikle büyük oğlunun karakteri oldukça sinirliydi. Eski yaşantılarındaki gerginlik ve sıkıntı onlara da yansımıştı elbette. Leyla, oğlunun hakkından gelse de, oğlu, kız kardeşine karşı oldukça baskıcı davranıyordu.

Leyla, inancı çok kuvvetli bir kadındı. Özellikle “İnsanlar ne der?” düşüncesi onun için çok önemliydi. Çocuklarının terbiyeli olmasını ister ve etraftan yargılanacak hiçbir davranışlarını hoş görmezdi. Komşuluk ilişkileri her zaman çok iyi olan Leyla, çok yardımsever ve misafirperver biriydi. Bu yeni bir adım attıkları hayatlarında, en büyük yoldaşı kızı olmuştu. Kızı, yaşına göre çok olgun ve ağırbaşlıydı. Küçük oğlu ise, kelimenin tam anlamıyla delikanlı idi. Eli avuca sığmayan türden, esprili, gülmeyi ve güldürmeyi seven bir gençti. Evin neşesi idi.

Büyük oğlu, tatilde ailesinin yanına geldiğinde, kızı sevinirdi. Dışarı ancak büyük abisiyle çıkabiliyordu. Yine bir tatilde abisi eve geldiğinde, onu sinemaya götürmesi için, bütün gece yalvarmıştı. Abisi kabul etmişti ama şartları vardı. Sağa sola bakmak yok, yürürken hep önüne bakacaksın, düzgün giyin, makyaj yapma vb… O da yeter ki gitsin, ne derse tamam derdi. Sinemaya giderler, film başlar, filmin tam ortalarına geldiklerinde, abisi yok sağına baktın deyip bir tartışma çıkarır, apar topar eve dönerlerdi. Kızını ağlayarak döndüğünü gören Leyla, ne yapacağını şaşırır, oğluna ise laf anlatması mümkün olmazdı.

Yeni bir adım attıkları bu dönemlerinde zaman hızla akıp geçiyordu. Çocuklar kendi yollarına girip hepsi tek tek yuvalarını kurdular ve hayatlarına devam ettiler.

Bu zamanlarda da zorlu hayat sınavları oldu tabi. Leyla’nın çilesi hiç bitmedi. Gözü ise hep yavrularının üzerinde oldu. Onların ne sıkıntısı olsa uzak demedi, elimde avucumda yok demedi, sağlığım iyi değil demedi, hep yanlarına koştu.

Şiddete Hayır

Bir anne ve çocukları; fiziksel veya psikolojik(sözel) ne kadar çok şiddete maruz kalırlarsa hayatlarında da benzer durumları yaşamaya devam ediyorlar. Bu olaylara tanık olan çocuklar büyüdüklerinde ya kendileri şiddeti yaratıyorlar, ya da karşılarındaki kişinin yarattığı şiddete maruz kalıyorlar.

Siz, siz olun öncelikle çocuklarınızı okutun, iyi eğitim almalarını sağlayın, onları yanlış kalıp sözlerle kodlamayın, aşağılamayın. Kendi ayakları üzerinde duran bağımsız bireyler olabilsinler. Bir de, bir kadın olarak maruz kaldığınız fiziksel veya sözel şiddet varsa, yardım isteyin. Bu tür sıkıntılara ne siz yaşantınızda devam edin, ne de çocuklarınıza yaşatmaya…

Leyla mı ne oldu? Hayatında birçok yeni adımlar attı. Altmışlı yaşlarında komşularının aracı olduğu bir beyle evlenerek, birbirlerine yaşamlarının sonuna kadar yoldaş oldular. Bu defa Leyla’nın yüzüne gülmüştü hayat. Daha sonra evlatlarından ötürü yaşamının zorlandığı anlar oldu. Ama ne yaşarsa yaşasın, yeri geldi çocukları ona koşamadı ama o, hep çocuklarına koşabildi…

0 Paylaşımlar

Bir yorum ekleyin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir