Bir şey yazmalı… Evet bir şey yazmalı…
Şimdi nereden çıktı bu? Gerçekten nereden? Blog yazmak mı?
“Evde kendi limon ağacını yetiştirmeye ne dersin? diye bir sorudan ?
Bu sorunun yazılı olduğu haberi eşime gönderdim. “Hadi yapalım!” dedi. Bu işlerle ikimizde hiç ilgilenmemiştik. Limon ağacımız ile ilgili serüvenimiz başladığı sıralarda bir belgesel programına denk geldim. Beynimiz her zaman en kolay çözüme yöneliyormuş, en az direnç olan yoldan yani daha önce yaptığımız işleri temsil eden nöral yolları seçiyormuş. Yaratıcılık ise en az direncin olduğu bu yoldan saptığımız zaman ortaya çıkıyormuş. Veee, ekranda bir yazı:
YENİ BİR ŞEYLER DENE!
Limon ağacı yetiştirelim, arkasından bu belgesel derken kendimi blog nasıl yazılır araştırırken buldum. Keyif alacağım yeni bir şey, yapmak istiyordum. 25 yıllık eğitimciyim. Sözcükleri çok seviyorum, kendimi ifade etmeyi, anlatmayı çok seviyorum. Eee neden olmasın ? İşte blog açmak ve burada anlatmak, yazmak düşüncesi beni çok heyecanlandırdı.
Kendimce, içimden geldiğince bir şeyler anlatmaya çalışacağım. Bu yolculuğumda benimle olursanız çok sevinirim.
Ve o zaman maceram başlasın…